1995 senesinde Hatay’dan dil eğitimi için gittiği Suriye’nin Halep şehrinde Türkiye adına casusluk yapmış olduğu iddiasıyla tutuklanan Avlar, 21 süresince Sednaya Hapishanesi’nde tutuklu kaldı.
2010 yılına kadar ailesinin yitik olarak aramış olduğu Riyad Avlar, ailesine 2015 senesinde haber verebildi ve 21 senenin peşinden 2017 senesinde da özgürlüğüne kavuştu.
2017 senesinde geldiği Gaziantep’te Sednaya Hapishanesi’ndeki Tutuklular ve Yitik Kişiler Derneği’ni kuran Avlar, Suriye’de yitik olan kişileri bulmak için emekler yürütüyor.
“21 YIL CEZAEVİNDE KALDIM”
21 yıl süresince yaşadıklarını duygu dolu cümlelerle özetleyen Avlar, “Ben 21 yıl Suriye’de cezaevinde kaldım. 21 yıl içinde zorla kaybedilen biriydim. 2017 senesinde ülkeme yine döndüm. Gaziantep’e geldim ve Sednaya Hapishanesi’ndeki Tutuklular ve Yitik Kişiler Derneği’nin kurucularındanım. Bununla beraber Sivil Hukuk Derneği olarak da emekler yapıyoruz” dedi.
“İŞKENCE İÇİNDE BANA İŞKENCE YAPTILAR”
Baas rejiminin zulmünü özetleyen Avlar, “Ben baba Esad hem de oğul Esad döneminde cezaevinde kalan biriyim. Bu rejim yakın tarihimizde en feci diktatör rejimdi ve halkını acımasız bir halde katleden bir rejimdi.
Baas rejiminin düşüşünü görünce fazlaca mutlu oldum. 21 yıl süresince hep acı ve işkenceler yaşadım. Fiziki, ruhsal ve cinsel işkencelere maruz kaldım. Her şey fazlaca kötüydü. İlk iki yıl süresince yoğun işkenceler vardı. İşlemediğimiz suçu kabul ettiriyorlardı.
Evrakları getirdiler, zorla bana parmak bastırdılar. Aslına bakarsan bilseydim o denli işkenceye maruz kalmazdım. İşkence içinde işkence yapıyorlardı. İki yıl süresince yerin altında kapkaranlık bir hücrede kaldım. Dün de o hücrenin görüntüleri bana geldi” ifadelerini kullandı.
SEDNAYA GÜNLERİ…
Sednaya Hapishanesi’nin görüntülerini izlerken fazlaca duygulandığını belirten Avlar, “Evet, o günler fazlaca fakat fazlaca kötüydü. Cezaevinin şartları fazlaca kötüydü. Sıhhat şartları iyi değildi. Bizlere fazlaca azca bir şey yiyecek getiriyorlardı, aslına bakarsan yemekler yenmezdi. Fakat hayatta kalabilmek için savaşım ediyorduk. İlk kere bir ihtimal bir duygu yaşadım. Gerçek bir duygu yaşadım. Sednaya Hapishanesi’ndeki hücre videosunu izleyince, ‘Yarabbi ben bu hücrede iyi mi iki yıl kaldım’ dedim. Hakkaten acı verici bir durumdu. Hücre karanlıktı, tek başımaydım ve hücre fazlaca kirliydi. İlk kere fazlaca acı verici biri durum yaşadım” ifadelerini kullandı.
“İNSANLAR HEP ZULÜM GÖRDÜ”
Suriye’de senelerdir yaşanmış olan zulümlerin tekrardan yaşanılmaması için muhasebe yapılması icap ettiğini ifade eden Avlar, “İntikam olmamalıdır. Ben kesinlikle intikamdan yana değilim. Suriye halkı hakkaten özgürlüğü hak etti. Bu sebeple senelerden beri bu insanoğlu her türlü zulmü ve acıyı yaşadı. Hafız Esad ve Beşar Esad periyodu, hatta önceki dönemlerde de zulüm gördüler. Benim yaşadığım acıları asla kimsenin yaşamasını istemiyorum. Hatta bana işkence yapanların bile acı yaşamasını istemiyorum. Bana işkence yapanları tanıyorum. Birazcık olsa da adaleti yaşıyoruz. Bizlere işkence yapanların kaçtıklarını görünce adaleti yaşıyorum” şeklinde konuştu.
“ONLARCA KİŞİ KATLEDİLDİ”
19 yaşlarında Arapça ve İngilizce öğrenmek için gittiği Halep’te casusluk faaliyeti yürüttüğü iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandığını söyleyen Avlar, “2011 yılından ilkin insan hakları ihlalleri, işkenceler vardı. Fakat 2011’den sonrasında artık insanlık suçu işlemeye başladılar. Gözümün önünde onlarca şahıs hukuk ve kanun dışı katledildi. Beni Türkiye ajanı olarak suçladılar. Bu kadar yılı gizmen suçlamasıyla yattım. 15 yıl süresince akrabalarım nerede olduğumu bilmiyordu. Aileme haber vermiyorlardı ve ailemle görüşmeme izin vermiyorlardı.
Akrabalarım Sednaya Hapishanesi’ne ulaşınca data vermiyorlardı. 15 yıl süresince ailemle bana bu şekilde ruhsal işkence ettiler. Akrabalarım ümit satıcılarına yerimi öğrenmek için fazlaca para ödedi. Fakat akrabalarım kesinlikle benden hiçbir şekilde haber almadı. 15 yıl sonrasında, 2010’da ‘Ailene haber gönderebilirsin’ dediler. Şam’dan bir dostum annesiyle benim aileme Sednaya Hapishanesi’nde olduğum bilgisini verdi” ifadelerine yer verdi.
Ailesiyle ilk buluşmasını da özetleyen Avlar, “Annem beni ilk gördüğünde ve baba sarıldığında beni öpmedi, beni kokladı. Ben bunun nedenini seneler sonrasında baba olunca anladım. Oğlum olunca evlat kokusunun bir anne için ne kadar mühim bulunduğunu anladım” diye konuştu.