Filistin’de eğitim alanında önde gelen adlardan kabul edilen Mahira ed-Dicani, tanıklık etmiş olduğu Nekbe ve Nekse felaketlerini söyledi.
İsrail’in kurucu örgütleri tarafınca 9 Nisan 1948’de Kudüs’ün batısındaki Deyr Yasin köyünde meydana gelen katliamdan kurtulan çocuklar için tesis edilen Arap Çocuk Yurdu Derneğinin başındaki isim Mahira ed-Dicani, 27 senedir bu kurumda Filistinli küçüklere gönüllü hizmet ediyor.
90 senelik hayatında Filistinlilerin yaşamış olduğu 2 büyük felakete tanıklık eden Dicani, Doğu Kudüs’te bulunan Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki ofisinde, Arap Çocuk Yurdu ve Okulunun kuruluşunu, 1948’de yaşanmış olan vakaları, evlerinden tehcir edilişlerini ve eğitim alanındaki çalışmalarını söyledi.
Arap Çocuk Yurdunun kurucusu Hind el-Hüseyni’nin 1962 senesinde kendisine yönetim kurulu üyeliği teklifinde bulunmasının peşinden kurumla olan münasebetinin başladığını aktaran Dicani, Hüseyni’nin vefatından sonrasında 1995’te kurumun başına geçtiğini ve o tarihten bu yana da görevinin başlangıcında bulunduğunu söylemiş oldu.
Filistinlilerin yaşamış olduğu büyük felaketlere tanık olmuş bir eğitimci
Genel olarak Filistin topraklarında özelde ise Doğu Kudüs’te eğitim alanında önde gelen adlardan kabul edilen Dicani, 90 senelik ömründe Filistinlilerin yaşamış olduğu 2 büyük felakete şu demek oluyor ki Nekbe (1948’de İsrail’in kurulmasıyla yaşanmış olan büyük yıkım) ve Nekse’ye (İsrail’in 1967’de Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri’ni işgal etmesiyle sonuçlanan Altı Gün Savaşı) tanıklık etti.
Kudüs’ün köklü ailelerinden olan Dicani, 1932’de Nebi Davud Mahallesi’nde dünyaya geldi ve Şeyh Cerrah’taki El-Memuniyye Lisesi’nde okudu.
Dicani, şu an Batı Kudüs sınırları içinde kalan Deyr Yasin köyündeki katliamın yaşandığı o güne dair şunları söyledi:
“Katliamın olduğu gün ve öncesinde lise bitirme sınavlarımız vardı. Öğrenciler evlerine gidemediği için okula gidip sınavlarımızı veriyor sonrasında Kudüs’ün Eski Kent bölgesinde bizim için kiralanan bir eve gidip orada kalıyorduk. Sınavlar bittikten sonrasında eve döndüm. Evde babamdan başka kimse kalmamış, ötekiler Deyr Yasin katliamından sonrasında El Halil kentine teyzemin yanına gitmişti. Babam benim de öteki akrabalarla beraber teyzemin yanına gitmemi istedi.”
Gezmeye diye çıkmış olduğu evine tekrar geri dönemedi
Yaşı minik olduğu ve yaşananları algı edemediği için teyzesinin yanına gezmeye gittiğini sandığını özetleyen Dicani, “Kıyafetlerimi bile değiştirmeden evden çıktım. Fakat doğal tekrar o eve dönemedik. Cenk çıktı ve evimiz yıkıldı. Mayıs 1948’de kardeşim Alaeddin Dicani şehit oldu.” dedi.
Dicani, El Halil’de bir süre kaldıktan sonrasında ailesiyle Suriye’ye gitmeye karar verdiklerini belirtti. Eriha’ya vardıklarında valilikte çalışan kardeşi Halid’in tavsiyesine uyarak Suriye’ye gitmekten vazgeçtiklerini aktaran Dİcani, burada dedelerinin evinde kaldıklarını söyledi.
Çatışmalar sona erdiğinde El Halil’e döndüklerini kaydeden Dicani, ilk eğitim serüvenine burada İngilizce öğretmeni olarak başladığını söylemiş oldu. Dicani, sonrasında Ramallah’ta öğretmen olarak çalıştığını, 1962’de Ürdün Hanım Rehberler Derneğinin başkanı bulunduğunu, 1967’den sonrasında da El-Bire kentindeki Hanım Birliği Derneğine katıldığını dile getirdi.
İsrail’in müfredat dayatmasına direndi
Dicani, İsrail’in 1967’den sonrasında Doğu Kudüs’teki okullarda İsrail müfredatını dayatma girişimlerine de şahit oldu.
Okullardaki eski kitapları toplayıp Arap Çocuk Yurduna getirdiğini özetleyen Dicani, bu konudaki direnme enerjisini ekonomik olarak İsrail’e bağımlı olmamaktan aldıklarını, temel finansman kaynaklarının hayırseverlerin bağışları bulunduğunu aktardı.
Erdoğan dahil birçok liderle çekilmiş fotoğrafları bulunuyor
Yıllarını eğitime adamış olan Dicani’nin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da olduğu pek fazlaca liderle çekilmiş fotoğrafları ise ofisinin duvarlarını süslüyor.
Bunlar içinde, Mısır’ın eski Cumhurbaşkanlarından Cemal Abdunnasır ve eski Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal ile çekilmiş olduğu fotoğraflar içeriyor.
Dicani’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de iki fotoğrafı bulunuyor. Bunlardan biri Erdoğan’ın başbakan olduğu 2009 senesinde, Türyak Derneğinin Örnek Kıdemli Yurttaş Kongresi’nde plaket alırken, diğeri de 2017’de çekilmiş fotoğraflar.
2009 senesinde Erdoğan’la bir araya vardığında aralarında geçen konuşmayı aktaran Dicani, “Erdoğan’a sedef kaplamalı bir Kur’an-ı Kerim armağan ettim. O da bana iyi mi olduğumu sordu. Ben de ‘İyiyim fakat ülkem iyi değil’ dedim.” ifadelerini kullandı.
Deyr Yasin katliamından kurtulan evlatların sığınağı olan okul
Dicani’nin, 27 senedir küçüklere gönüllü hizmet etmiş olduğu Arap Çocuk Yurdu ve Okulunun kuruluşu ise ağlatısal bir vakaya dayanıyor.
Dicani’nin ifade ettiğine nazaran, Hind Hüseyni, Deyr Yasin katliamının olduğu gün Kudüs’teki Kıyamet Kilisesine bitişik Ömer bin Hattab Camisi civarlarında 55 çocuk bulur.
AA’nın haberine nazaran, Deyr Yasin katliamından kurtulan ve Kudüs’te kimseleri olmayan bu çocuklarla ilgilenen Hüseyni, onları yalnız bırakmaz ve Süryan Manastırına yerleştirir, tüm gereksinimleriyle da ilgilenir.
Çatışmaların durmasının peşinden da evlatları Şeyh Cerrah’daki bugünkü binaya yerleştirir. Arap Çocuk Yurdu Derneğini kuran Hüseyni, bağışlarla derneğin etkinlik alanını genişletir. Kurum büyüdükçe, tüm Filistin’den gelen yetimleri kabul etmeye adım atar.
Bugün onlarca yetimin eğitim görmüş olduğu, bazılarının yatılı bazılarının dışarıdan okumuş olduğu okulun 90 çalışanı bulunuyor.