Beyin ölümü gerçekleşen 7 yaşındaki çocuğun bağışlanan organları, yaşam mücadelesi veren 3 çocuğa nakledildi.
Antalya’da, Gurbet ve Umut Aydın çiftinin tek evlatları 4 yaşındaki Hızır Araf’a, anne karnındayken böbrek yetmezliği teşhisi konuldu.
Üç senedir diyalize giren çocuk, nakil yapılabilmesi için kadavra bağış listesine alındı.
Manavgat’ta ilk çocuklarını karaciğer yetmezliğinden 9 aylıkken kaybeden Sultan-Ferhan Acar çiftinin 13 yaşındaki kızı Fatma Acar da üç aylıkken takılan burnundan midesine uzatılan nazogastrik (NGS) sondayla yaşam mücadelesi verdi. İlk evlatları da böbrek nakliyle yaşama bağlanan Fatma-Saadettin Aydemir çiftinin, ikinci evlatları 12 yaşındaki Burak ise haftanın 4 günü diyalize girerek yaşamını sürdürdü.
AİLE, ÇOCUKLARININ ORGANLARINI BAĞIŞLADI
Konya’da trafik kazasında yaralanma sonucu kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen 7 yaşındaki çocuğun organları, ailesi tarafınca bağışlandı.
Sıhhat Bakanlığı’nın koordinasyonuyla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi’ne getirilen iki böbrek ve karaciğer, Hızır Araf, Burak ve Fatma’ya, merkezin müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı başkanlığındaki ekip tarafınca başarı göstermiş bir halde nakledildi.
Beyin ölümü gerçekleşen çocuğun organları, 3 evladı hayata bağladı ViDEO
ÇOCUKLARI DİYALİZDEN VE MAMA MAKİNESİNDEN KURTULDU
Hastanede evlatlarının diyalizden, mama makinesinden kurtulduğunu gören anneler, organları bağışlayan aileye teşekkür etti.
“BİR TELEFONLA HAYATIMIZ DEĞİŞTİ”
Hızır Araf’ın anası Gurbet Aydın, çocuğunun doğumunun da sıkıntılı bulunduğunu, günlerce yoğun bakımda kaldıklarını, böbrekleri batkı etmiş olduğu için 3 senedir diyalize girdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bir telefonla yaşamımız değişti. Nakilden sonrasında çocuğumun yüzüne renk geldi. Organları bağışlayan aileye başsağlığı arzuluyorum. Evlatları bizim de evladımız oldu. Bağışladıkları için minnettarız, üç annenin gözyaşlarını sildiler. O denli mutlu olduk ki tek evladımdı, yaşamımız değişti. Rabbim onlara da güzel mucize yaşatsın. Ne olur organlarınızı bağışlayın, hastalar oldukça güçlük çekiyor.”
“OKULA GİTTİĞİNDE CİHAZIN ŞARJI MI BİTER DİYE KORKUYORDUM”
Fatma’nın anası Sultan Acar ise yüksek ateş ve kusma şikayetiyle hastaneye götürmüş olduğu kızının karaciğer hastası bulunduğunu öğrendiğini, aylarca hastanede tedavi gördüklerini, kızının bebekliğinden bu yana cihazla yaşamak zorunda kaldığını belirterek şu sözleri kaydetti:
“Fazlaca acele şeker komasına girmiş olduğu için mama cihazıyla yaşamak zorundaydı. Okula gittiğinde cihazın şarjı mı biter diye korkuyordum. Her gece cihazın sesine uyanıyordum. 13 yıl süresince her gün korkuyla endişeyle yaşadım. Mama gitmediğinde kızım komaya giriyordu, aygıt ses çıkarıyordu. Organ bekleyen her insana Rabbim kapı aralasın, o denli mühim ki bağışlar.”
“DÜŞERSEM CİHAZIM KIRILIR DİYE KOŞMAKTAN KORKUYORDUM”
Karaciğer nakli yardımıyla 13 senedir bağlı yaşamış olduğu cihazdan kurtulan Fatma Acar, makinesiz bir yaşamın güzel bulunduğunu beyan etti. Organ bağışı çağrısı meydana getiren minik kız, “Düşersem cihazım kırılır diye koşmaktan korkuyordum. Burnumda kablo takılı, sırtımda devamlı çanta olduğundan dışarı çıkmak istemiyordum. Acele yoruluyordum. Artık koşabileceğim, düşsem de mutlu olacağım bir hayatım var.” diye konuştu.
İlk oğluna kendi böbreğini veren, ikinci oğlu da 5 senedir diyalize giren Burak’ın anası Fatma Aydemir ise bağışlanan böbrek yardımıyla oğlunun yaşama şansı yakaladığını söyledi. Burak Aydemir de nakil için 5 çocuğun çağrıldığını belirterek, “Üçümüze uyumlu çıktı, öteki ikisi evine gitmek mecburiyetinde bırakıldı. Ben oldukça üzüldüm, onların da kurtulmasını isterim.” diye konuştu.
“ORGAN NEREDE BAĞIŞLANIRSA BAĞIŞLANSIN UYGUN HASTAYA ULAŞTIRILIYOR”
Prof. Dr. Aydınlı da başka hastaları kurtarmak için acısına karşın bağış meydana getiren ailelerin takdire şayan bulunduğunu vurgulayarak, bazı hastalıkların tek tedavisinin organ nakli bulunduğunu söylemiş oldu.
Organ nakli koordinatörü Nilgün Bilal da salgınla bağış oranlarının oldukça düştüğünü belirterek, “Organ nerede bağışlanırsa bağışlansın uygun hastaya ulaştırılıyor. Yeter ki bağış yapın.” dedi.
Dr. Ali Avanaz ise nakillerde hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşadıklarını bildirdi.