Iktisat Gazetecisi Sadi Özdemir, Türkiye’nin ilk çeyrek gelişme rakamlarını değerlendirirken bu gelişmenin vatandaşa iyi mi yansıdığını da söyledi.
Türkiye’nin ilk çeyrek gelişme sayıları, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafınca yüzde 7,3 olarak açıklandı. Meydana getirilen açıklamayı Iktisat Gazetecisi Sadi Özdemir, Ensonhaber okuru için değerlendirdi.
“Yıla iyi bir gelişme oranı ile başladık”
Sadi Özdemir, ilk çeyrek gelişme rakamının ocak, şubat ve mart aylarını kapsadığını ve geçen senenin ilk üç ayı ile mukayesesinden doğduğunu aktararak şu detayları verdi.
“Birinci çeyrek ocak, şubat ve mart aylarını kapsıyor. Bu aylarda savaşın etkisiyle enerji tutarları yükselmişti. ‘Enflasyon bu kadar yüksekken gelişme oluyor mu?’ Oluyor. 2021’in ilk çeyreğine gore yüzde 7,3 büyüdük. GSMH 801 milyar dolar olmuştu. 2020’ye gore de bürünmüştü. Gelişme trendini sürdürdük. ‘2022’de açısı ne olacak?’ Buna odaklanmaz lazım. Yıla iyi bir gelişme oranı ile başladık.”
2022 yılı ilk çeyrek gelişme rakamlarının vatandaşa yansıması
“Küresel olarak ilk 5’de olacağız”
Türkiye ekonomisinin bugün açıklanan gelişme rakamına gore küresel anlamda yüzde 10’da olmasına kati gözü ile bakılabileceğini aktaran Özdemir, yüzde 5 dilime de rahatça girebileceğini belirterek şu detayları verdi:
“2022 yılının birinci çeyreğinde, cari fiyatlarla bundan önceki senenin aynı çeyreğine gore yüzde 79,5 artarak 2,5 trilyon liraya geldi. Bu sayı dolar bazında da ortalama 180 milyar dolara tekamül ediyor. Buna gore 4 çeyrek sonunda 800 milyar doların üstünde bir gayrı safi yurtiçi hasılamız olacak. Yıl sonu tahminlerine ulaşmak için öteki çeyrekler de mühim sadece harp şartları benzer biçimde negatif tesir oluşturan bir ortam yaşanmazsa bu sayı tuturulabilir de.”
“Büyümeyi endüstri sürükledi”
Sadi Özdemir, ilk çeyrekteki büyümeyi sektörlere indirgendiğinde karşımıza çıkan finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 24,2, informasyon ve yazışma faaliyetleri yüzde 16,8, hizmetler yüzde 14,9, mesleki, yönetimsel ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 8,9, endüstri yüzde 7,4, öteki hizmet faaliyetleri yüzde 6,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 5,4, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve toplumsal hizmet faaliyetleri yüzde 5,2 ve ziraat yüzde 0,9 arttığı şeklindeki tabloyu da değerlendirdi. Özdemir, anlatımında sanayideki yüzde 7,4 artışın önemine işaret ederek “Büyümeyi endüstri sürüklemiş. Gayrimenkul hizmetleri artmış. Fakat inşaat hizmetleri şu demek oluyor ki işin üretim tarafı daralmış. İnşaatta daralma olmasa gelişme yüzde 10’a gidebilirdi.” yorumunu yapmış oldu.
“Rakamlar asla kötü değil”
Büyümenin vatandaşlara tesirini değerlendiren Özdemir, “GSYM ulusal gelirimizden şahıs başına bölersek şahıs başına düşen geliri söyleriz. Vatandaşa baktığımızda rakamların asla kötü olmadığını görüyoruz.” dedi.
Büyümenin vatandaşın cebine yansıması
Özdemir, vatandaşın büyümeyi cebinde hissetmesiyle ilgili sorumuza şu şekilde cevap verdi:
“Gelişme olduğunda kimsenin cebine bir şey girmiyor. Gelişme eğer olmazsa kısa bir süre sonrasında her insanın cebinden eksilme adım atar ve işsizlik artar. Temmuz ayı itibari ile işgören maaşlarının, emekli maaşlarının, asgari ücretin ve asgari tutara bağlı ödemelerin artmasını izleyeceğiz. Bu da büyümenin emaresi. Büyümenin tesiri ikinci çeyrekte kendisini gösterecek. ‘Enflasyon artınca maaş artıyor mu artmıyor mu, enflasyonla savaşım ediliyor mu edilmiyor mu’.’ Bu mühim. Gelişme aslen işsizliğe karşı bir sigortadır bir panzehirdir.”