Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Habertürk TV’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulunmuş oldu.
Kurtulmuş’un açıklamaları şu şekilde:
Hem Türkiye zamanı için hem de TBMM zamanı için Mahmut Abbas’ın gelip burada konuşma yapmış olduğu gün fevkalede mühim bir gündür. Doğal olarak bu kolay olmadı. Epey bir hazırlık periyodu vardı. Biz Netanyahu’nun konuşacağı haberini aldım, bendeniz 12 gün evvel Sayın Abbas’a resmi çağrı yazısını yazdım. Düşüncemiz aynı gün konuşturmaktı. Fakat onun sıhhat sebepleri sebebiyle o gün buraya gelmesi mümkün olmadı. Planladığımız şuydu, Sayın Abbas, Devlet Başkanı olduğundan buraya gelecek, aynı gün Heniyye de Sayın Cumhurbaşkanımız da gelecekti, locadan toplantıyı izleyecekti. Bu tarz şeyleri Sayın Cumhurbaşkanımızla istişare ettik. Hatta Sayın Heniyye’yi bu salonda Gazze olanları anlatması için çağrı edecektik. Fakat planlamalarımızdan 5-6 saat sonrasında Heniyye’nin şehadet haberi geldi. “İsmail Heniyye suikastı olmasaydı, Heniyye çağrı edilecek ve burada olacaktı. Buradaki ince ayar şudur. Sayın Abbas kabul edilmiş resmi devlet başkanı olduğundan Meclis’in kürsüsünden konuşacak, eğer takdir o şekilde olsaydı Sayın rahmetli Heniyye’de locadan Sayın Cumhurbaşkanımız ile beraber milletvekillerimizin oturumunu izleyecekti.
İSRAİL’İN YARGILANMSI İÇİN ULUSLARARASI ADALET DİVANINA 3 VEKİL
Abbas zamanı bir konuşma yapmış oldu. TBMM topyekun Türkiye siyasetinin Filistin davasının arkasında durduğunu göstermiş olduk. Aslen bu toplantıdan ilkin de 7 Ekim Vakaları’ndan bu yana TBMM 4 kez ortak duyarlılığını ortaya koydu. Bunlardan iki tanesinde partilerin grup başkan vekillerinin imzasıyla ortak bir üslupla bildiriler konuldu. Bunlardan biri 9 Ekimde biri de Şifa Hastanesinin bombalandığı akşam Meclis oturumdayken, oturumu kesti ve tüm gruplar ortak imza ile o katliamı kınadılar. İki sefer de başkanlık tezkeresi olarak Meclise gönderdiğimiz metin okundu ve o metin gene oy birliği ile kabul edilmiş oldu. Ek olarak Türkiye’nin Internasyonal Hakkaniyet Divanı’nın yargılaması sürecinde Meclisten 3 arkadaşımızı görevlendirdik, onlar da her safhasında bu mahkeme süreçlerine dahil oldular. Bu başvuruların yapılmasında Hakkaniyet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki arkadaşlarla beraber bizim milletvekili arkadaşlarımızın fazlaca büyük katkıları oldu.
ABBAS’IN KONUŞMASINA MECLİS’TEN ORTAK REAKSİYON
Yalnız AK Parti sıralarından değil başka sıralardan da, başka partilerden arkadaşların kalktığı da oldu. Hele hele bazı noktalarda her insanın ayağa kalktığı oldu. Mahmut Abbas’ın bilhassa son bölümdeki muhteşem vurguları karşısında tüm milletvekillerinin ayağa kalktığını gördük. Hakikaten ortak reaksiyonun gösterildiği anlardan birisiydi
MECLİS HEYETİ FİLİSTİN’E GİDECEK Mİ?
Meselenin başından beri hep bu teklifler geldi, grup olarak gidelim parlamento heyeti olarak gidelim diye. Sonuçta en anlamlı şekilde Filistin halkının yanında iyi mi durduğumuzu gösterirsek o çabanın içinde oluruz. Bunların hepsi planlama meselesi, olanak meselesi. Çoğumuz yarın sabah Gazze topraklarına gitmek isteriz, çoğumuz Filistine en yakın desteği vermek isteriz fakat sonuçta iyi mi netice alacağız bunu hesaplayarak, anlayarak gitmek lazım.
CAN ATALAY OTURUMUNDAKİ KAVGA
Zamanı bir günden sonrasında 16 Ağustosta yaşadığımız şeyi asla yaşamamayı dilerdim. Bir milletvekili kalkıp tamamiyle provoke ederek fena bir üslupla, fazlaca yıkıcı ve kırıcı bir üslupla parlamentoyu tahrik etti. O görüntülerin hiçbiri kabul edilemez. Bu Türkiyeye, TBMM’ye yakışmadı. Hele hele bigün evvel ki ortak duruşa asla yakışmadı. Politika evet bir savaşım alanı. Fikirlerinizle savaşım edersiniz fakat ‘Üslubu beyan ayniyle insan.’ Bir insan ne konuşuyorsa odur.
Eski siyaseti hatırlayın birbirlerine ne kadar ağır sözler söylemişler fakat ironi içinde hatta ara sıra mizahın unsurlarını da kullanarak. Bu da siyasetti. Rakibini değersizleştirirsen senin değerin kaç para eder. Ilk olarak buradan tüm başkan vekillerini biriktirerek, tekrar milletvekillerinin bu şekilde bir görüntü içinde olmaması için ortak bir hareket zeminini oluşturacağız. Meclisin vakar içinde yönetilmesinin temin edilmesi lazım. “
Akif Bey neye üzülüyorum biliyor musunuz bir yıl içinde sayıları aldık önümüze, Meclisten onlarca yasa çıkmış, onlarca saat tartışılmış, iktidar partileri, karşıcılık partileri bazı şeylerden feragat etmiş, Mecliste büyük bir emek verme ortamı ortaya çıkmış, bu kadar emek, bu kadar nitelikli irdelemenin olduğu bir Mecliste bunların hiçbiri konuşulmuyor, bir senelik emek o günkü fena görüntüler ve söylemlerle çöp tenekesine atılıyor. TBMM bunu hak etmiyor.
Siyasal magazinlere girmek istemem, benim üslubum değil. Meclisi yönetme sırası Bekir Bozdağdaydı. Meclis kapanırken son oturumu yöneten Celal Adandı, ondan sonrasında Bekir Bozdağ geldi, aslına bakarsanız sıra Gülizar Hanımda olsa Gülizar Hanım yönetecekti bu bir. İkincisi toplantı muhteşem toplantı olduğundan, teamül gereği meclis başkanı istediğini görevlendirebilir. Son oturum Celal Adan ile bittiği için ondan sonraki sıra Bekir Beydedir. Yanlış bir data günlerce konuşuldu.
KURTULMUŞ’UN OTURUMU YÖNETMEMESİ
TBMM Başkanı teamül gereği Meclisi senenin belli günlerinde yönetir, Meclisi ilk açıldığı gün yönetir, bütçenin başladığı ilk gün yönetir, bütçenin son günü yönetir. Bunun haricinde istediği oturumları yönetir. Meclis başkan vekillikleri bunun için ihdas edilmiştir. Meclis Başkanının senenin her günü oturumu yönetmesi mümkün değildir. Bir sıra vardır o sıra içinde hangi başkan vekiline sıra geliyorsa o Meclisi yönetir.
CHP’DEN ATALAY İÇİ 2. OTURUM ÇAĞRISI
Herhangi bir halde benim önüme gelen muhteşem toplantı talebi yoktur. Enis Berberoğlu ve Gergerlioğlu davaları, geçtiğimiz dönemlerde olan davalar. Birisinde 14. Ceza Mahkemesi ötekinde Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi, onların verdiği hapis cezası Yargıtay tarafınca onanmış, sonrasında Mecliste okunmuş, milletvekillikleri düşürülmüş, ondan sonrasında Anayasa Mahkemesine gitmişler, mahkeme demiş ki bu bir hak ihlalidir , mahalli mahkemeye göndermiş, mahalli mahkeme demiş ki tamam bu hak ihlalidir. Mahkeme sonucu Mecliste okunmuş ve yeniden milletvekilliklerine kavuşmuşlar. Burada meselenin ilk kısmında mahkeme kararını vermiş, bakın şu haksızlığı kimsenin yapmaması lazım, yeniden Anayasa Mahkemesine gidilir ve Anayasa Mahkemesinde ikinci bir halde hak ihlali sonucu gelirse diye mahkemenin sonucu bizlere Yargıtay tarafınca gelmiş olmasına karşın biz bir süre Anayasa Mahkemesinin vereceği ikinci sonucu bekledik ki iki işlem yapılmamış olsun diye. Fakat mahalli mahkeme kendi sonucunda diretti ve biz anayasanın ilgili hükmü gereğince bizlere gelen kesinleşmiş yargı kararını okumak durumundaydık ve onu okuduk böylece milletvekilliği sonlanmış oldu.
rn
","author":{"@type":"Person","name":"editor","url":"https://www.habergonder.com/author/editor/"},"articleSection":["Siyaset"],"image":{"@type":"ImageObject","url":"https://www.habergonder.com/wp-content/uploads/2024/08/19062317-700x400.jpg","width":700,"height":400},"publisher":{"@type":"Organization","name":"","url":"https://www.habergonder.com","logo":{"@type":"ImageObject","url":""},"sameAs":["https://www.facebook.com/jegtheme/","https://twitter.com/jegtheme","#","#"]}}