ensonhaber.com
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN TÜRK, KANAL D ortak yayınında gündeme yönelik gazetecilerin sorularını yanıtladı.
14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlere dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kazanacaklarından güvenilir olduklarını belirtti.
Ahmet Hakan’ın “İlk turda bu iş biter mi diyorsunuz yoksa ikinci tura kalma ihtimalini gözetiyormusunuz?” sorusunu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Milletimiz bu işi zora sokmayacak”
“Milletimizin işi zora sokmadan bitireceğini düşünüyorum. Zelzele bölgesinde Bağcılar’da gördük. İnşallah milletim asla işi zora sokmayacaktır diye inanıyorum. Bir taraftan mitingleri yapacağız, bir taraftan ben açılışları yapacağım. Süreci son ana kadar devam ettireceğiz.”

“Meydanların dili bizlere yürüyün diyor, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan diyor”
“Seçimi yaparsın, hakikaten kabinede o şekilde ya da bu şekilde birilerine öbürlerinden yer vermek, bu alibilir. Fakat bir şeye dikkat etmek lazım. Parlamentoya girebilmişse, parlamentodan seçeceğiniz bir şahıs milletvekili olamıyor. Bakanlıktan öte, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı diyorlar, bu daha da öte. Şimdi bunlar parlamentoya da giremeyecekler. Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı veriyor ya. Partilerin genel başkanları parlamentoya girme şansları olmuyor. Şu anda bizim tüm yaptığımız ki bu dönemlerde anketlere şu zelzele sebebiyle itimat de olmaz fakat bizim tüm anketlerimizin haricinde, yaptığımız açılış törenleri vesaire. Meydanların dilini herhalde mevcutların içinde herhalde bu yoksul anlamış olur. Açılışlar bizim naturel mitinglerimizdir. Meydanların dili bizlere yürüyün diyor, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan diyor.”
“Türkiye bu seçimle birlikte Batı’ya ileti verecek”
“AKPM’den bir grup gelmiş. Bugün ben onları Binali Bey’e havale ettim. Binali Bey’le görüşsünler dedim. Bizim mâlum öteki programımız vardı. Binali Bey ‘Bunlar bizimle otelde görüşmek istiyorlar’ dedi. ‘Binali Bey biz CHP değiliz, bunlar eğer bizimle görüşmek istiyorlarsa, daha ilkin geldiler, biz seçim karargahında görüştük, sen bu tarz şeyleri partiye çağrı et, gelsinler partide görüş’ dedim. otelde ne işimiz var bizim? Bizim yerimiz var, partimiz var. Batının bizimle ilgili hesabı var. Macron niçin Çin’e gitti? Oldukça mu muhabbeti vardı? Şu anda La Pen, Macron’un önüne geçmiş. Türkiye bu seçimle birlikte Batı’ya ileti verecek. Bu ülke terörle savaşım ederken, iktisat politikalarını belirlerken Batı ne der diye bakmıyor. Biz şu anda işimize bakıyoruz. Müdafa sanayinde yüzde 20’den yüzde 80 yerliliğe çıktıysak başarının adımıdır. Batı Erdoğan’a karşı bulunduğunu söylüyor. Erdoğan’a karşı aldıkları bu cephe benim milletime karşı aldıkları cephedir. Benim milletim bu oyunu 14 Mayıs’ta bozacaktır.”

“Kılıçdaroğlu tüm yenilgilere karşın doymadı”
“Girdiğimiz seçimleri tehlikeli sonuç ve mühim gördük. Şu anda beyefendi girmiş olduğu seçimlerin hepsinde yenik oldu. Tüm yenilgilere karşın doymadı. Şu anda yapılanları yok etmek isteyen bir tayfa var. Bu güruhun tek vaadi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmemize engel olmak. Önümüzdeki seçimin farkı ve önemi buradan geliyor. ‘Bunlar alacaklarını alamaz’ diyor. Bunu bir Cumhurbaşkanı talibi iyi mi kullanır. Doğal ki bunun ödemesini yapaksın. Bir ülkenin güvenirliği buradan gelir. Ahmet gider Mehmet gelir. Mehmet gelirse Ahmet’in bıraktığı yerden devam edecek. Ana karşıcılık de, yandaki hanım da ‘Biz bunu ödemeyiz’ diyor. Diyemezsin bunu. Devletin devamlılığına kir sürecek, tüm dünyada ülkemizin itibarını zedeleyecek olanlara milletim fırsat vermeyecektir.”

“Diyarbakır’da 51 yavrumuzun ölümüne yol açan Selo değil miydi?”
“Terörist başını bırakacaklarmış, Selo’yu bıracaklarmış, bu ülke bir hukuk devleti. FETÖ’nün uzantıları bırakılacakmış. KHK’lılar bırakılacakmış. Hukuk devletinin hukukiliği nerede? Şimdi eline yetkiyi alan ‘cezaevinin kapılarını açıyorum hepimiz özgür’ mi diyecek. Bunların hepsi oy saikiyle meydana getirilen şeyler. Biz hukuk devletinin içinde bunu oya tahvil etmek için bu tür taahhütlerde bulunamayız. Bu hukuk devletinin genel anlayışına hakim değildir. Şu anda Cumhurbaşkanlığı adaylığımı genel af üstüne bina etmedim. Ülkeyi terör örgütlerine teslim etmeye çaba ediyorlar. Diyarbakır’da 51 yavrumuzun ölümüne yol açan Selo değil mi? Selo’nun kendisi aslına bakarsak Kürt değil; Zaza’dır. Kürt evlatlarımızın ölümü üstünden kendisine bir rant devşirmeye çalışıyor. Sokağa döktü, 51 Kürt yavrumuz öldürüldü. Hatta vasıta da üstünden ezerek geçtiler. Şu anda Bay Bayl Kemal de, Meral Hanım ve ötekiler de bu tarz şeyleri dışarı çıkarmak için vaatlerde bulunuyorlar. Aynı şekilde FETÖ ile ilgili vaatleri var. Aynı şekilde bu tarz şeyleri listeye koyuyorlar.”

“Bunlar dış mihrakların kuklaları”
“Bunların söylediği sözler o denli hakaret eden bırak bakan olmayı, milletvekili dahi olması imkansız dedikleri kişiyi listelerinde en uygun bölgelere koydular. Bunlar diyelim ki bizlere ihanet ettiyse şimdi demek ki ihanet sırası onlarda. Onlara da ihtiyaç duyulan ihaneti yapacaklardır. Bizim de onlardan esasen beklediğimiz bir şey olmadığı benzer biçimde de biz gitmek isteyene zorla dur demedik, demeyiz, kapıyı açtık. Bunlar dış mihrakların siparişiyle bir araya gelen kuklalar.”
6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“319 bin konut ve köy evini 1 yıl içinde yurttaşlarımıza teslim edeceğiz”
Günümüzün en mühim başlığı; asrın felaketini yaşadığımız 6 Şubat afetler mevzusu bizim için bir milât. Bu vesile ile bir kez daha depremlerde vefat eden vatandaşlarıma Tanrı’tan rahmet temenni ediyorum. Oldukça canımız yandı. Yaralılarımız oldukca oldukca fazla. Onlara da Tanrı’tan şifalar temenni ediyorum. Oldukça emin adımlar atmamız kesinlikle koşul. Biz iktidara ulaşmadan önce en mühim başlık olarak eğitim ve sağlığı arka arkaya koyduk. Sağlıkta dünyada herhalde en ileri ülkelerle yarışır durumdayız. Bilhassa kent hastanelerimizle örnek bir ülke hale geldik. Daha da emin adımlar atmamız gerekiyor. Ilk olarak zelzele bölgesindeki vatandaşlarımızı sağlam konutlara yerleştirmemiz gerekiyor. Belediye başkanlığımdan bu yana hep dikey mimariye karşı çıktım. Toplamda 650 bin konut ve köy evi inşa edeceğiz. 319 binini de inşallah 1 yıl içinde tamamlayıp yurttaşlarımıza teslim edeceğiz. Bir kısmı inşallah bayrama kadar köy evlerinden tamamlayıp teslim etme durumuna geleceğiz. Devletimiz 50-60 gün içinde bu konutları teslim eder noktaya gelme tezini Van, Bingöl, İzmir’de kanıtlama etti. Kütahya, Malatya’daki afetlerde kanıtlama etti. Antalya, Manavgat, Muğla, buralardaki afetlerde aynı şekilde Karadeniz’de kanıtlama etti.”

“İstanbul’da toplam 220 bin bina ortalama 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında”
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
“Zelzele bölgesinde evi yıkılan vatandaşlarım bizlere güvensinler. Her birini en kısa zamanda sağlam, dayanıklı konutlara yerleştireceğiz. İlk toplantımızı İstanbul’da hocalarımızla 120 kişiyle yaptık. İkinci ve üçüncüyü de Çevre-Şehircilik Bakanım yapmış oldu. Bunu devam ettireceğiz. Zemin +3, bilemedin 4. Bunlar en ideal yapı çeşitleri. Bu konutlar bizi daha güvenli hale getirecektir. Bilhassa 1999 öncesi meydana getirilen binaların risk analizini halletmeye başladık. Bu tarz şeyleri yoğun şekilde emek harcayarak bitireceğiz. Hakkaniyete dayalı dönüşümle sağlıksız yapı stoku ortadan kaldırılacak. Yeni yerleşim alanları tespit edilecek. Tüm bu mevzularda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul burada ayrı ehemmiyet taşıyor. 39 ilçesinde tüm risk unsurlarını ele alacak şekilde harita çıkardık. 1.2 milyon bina ve 5.9 milyon konut bulunuyor. Gördük ki, toplam 220 bin bina ortalama 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında. 300 bininin acil dönüşmesi gerekiyor. Bir de bugüne dek yaptığımız var. Hepsinden öte vatandaşımın devletine inanması lazım. Muhalefetin bu kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm propagandalarına kesinlikle aldanmaması lazım.”

“Bay Bay Kemal, Küplüce neresi, Ferah Mahallesi neresi bilmez”
“Ben Burhaniye’de oturuyordum, Üsküdar. Orada hızlıca dönüşüme girdik. Çamlıca Camii’nin altındaki bölümlerde kentsel dönüşüme başladık. Davetimize gerektirme edenler binalarını yıktırdılar. Onlara kiralarını verdik. Nereyi beğeniyorsanız oralara yerleşin ve biz evlerinizi yaptıktan sonrasında buralara döneceksiniz dedik. Bizlere evet diyenler hallerinden oldukca memnun. Bire 5, bire 10 tutarları arttı. Yolumu kestiler ‘Başkanım yanlış yaptık’ dediler. Benim hemşehrilerim. Ne olur gelin bizimkileri de yıkın. Ben size söylediğim vakit bunu yapsaydınız, binalarınız bitmiş olacaktı. Şimdi yanlış yaptık dediler. Belediye başkanıma lüzumlu talimatı verdik. Onlarda da aynı emek harcamalar başladı. Orada meydana getirilen binaları görseniz. Peki Bay Bay Kemal ne diyordu? Benim için diyor ki, ‘Boğaza nazır binalarımızı yıktı’. Sorsan Küplüce neresi, Ferah Mahallesi neresi emin olun buraları bilmez. Şu anda oradaki binalar, hepimiz halinden memnun. Zemin +3, zemin + 4 binalar yaptık. Gören keşke ben de buradan yer alabilseydim der. Her geçen gün daha da güzel bir hal alıyor. İnanıyorum ki bitince görkemli olacak. Aynı durum Kadıköy ile Üsküdar ilçelerinin ortak bölgesi olan yerde oldu. O da oldukca oldukca garip yer. Kadıköy Belediyesi ile malesef uyum sağlanamadığı için halledilemedi, sonunda kabul ettiler. Orayı da gene bizim Çevre Şehircilik Bakanlığımız üstlendi. Orası da hızlıca gelişti, inanıyorum ki, orası da görkemli olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bayındır affı açıklaması
“Kanal İstanbul’la beraber oralarda biriki şehirler ortaya çıkacak. Orada yoğun inşaatlar başlamış olacak. Aynı şekilde İmar affı diyorsunuz. Bu mevzuyla ilgili parlamentoyla ilgili, Anayasa’nın aklımda kalmış olduğu kadarıyla 50. maddesi olsa gerek, bunların içinde katalog suçlar var. O da yerini alacak. Biz onunla daha da köşeye sıkıştıracağız. Bu işin affı maffı olmaz. Benim belediye başkanlığımda İstanbul’a girişte vize demiştik. Dediler ki, ‘siz şehirden şehire gidişi vizeye mi bağlayacaksınız’. Bunlar dünyayı tanımıyorlar. Londra’da merkeze giremezsiniz. Belli tutara, vizeye doğal olarak. İstanbul o vakit benim belediye başkanlığımda 8 milyondu. Şimdi ortalama 16 milyon oldu. O gün bunu söyleyenler şehircilik, göç nedir haberleri yoktu. O gün bizim iddialarımız şimdi haklılığı getirdi. O zamanki dediklerimize saygı duyulmuş olsaydı, o günkü planlamalarımız oldukca daha kuvvetli olacaktı. O planlamalar neticesinde İstanbul’a gelenler ilkin iş buldu mu, belli imkana haiz misin, akraban vesairen var mı? Bu şekilde sorarak gelecekti. Vizeye doğal olarak oldukları için hepimiz gelemeyecekti.”

“AK Parti’yi kurduğumuzdan bu yana hep yenilikten ve gelişmeden yana olduk”
“Biriki kent şudur. Mevcudu bir yerden bir yere naklederek, mevcudun da zemin tahlillerini yapmış olup oralara müdahale. İstanbul’u bilirsiniz. Avcılar aslına bakarsak sağlam zemin değildir, tehdit eden zemindir. Beylikdüzü’ne doğru sıkıntılı yerlerdir. Denize yakın bölgeler devamlı için sıkıntılı bölgelerdir. Siz orada hakikaten tüm zemin etüdlerini yapmak suretiyle sağlam zeminde yapılanmaya gider, orada kentsel dönüşümü yaparsınız. Seyreltme koşul. Onu yaparsak kendimizi sağlama alırız. AK Parti’yi kurduğumuzdan bu yana hep yenilikten ve gelişmeden yana olduk. Biz bayağı bir parti değiliz. Kongrelerimizde hep hücre yenilenmesi adı altında değişimlere gittik. Bu yenilenmeyi Meclis’e de yansıtmak istedik. Minimum 3 dönem vazife yapmış olan arkadaşlarımızdan bu şekilde bir dönüşüm yapalım dedik.”

“Devlet iyi mi yönetilir bilen bir hareketiz”
“Her seçim dönemine özgü çalışmalarımız oldu. Hanım ve genç temsiline kadar tüm demografik yapıyı masaya yatırmak suretiyle tespitleri yaptık. Alt komisyon çalışmalarını üst komisyonda değerlendirdik. Burada yaptığımız toplantılarımızda elemine edilerek önümüze gelen tabloyu orada da gözden geçirdik. Demografik yapı, nüfus, seçmen sayısını masaya yatırdık. Bir atlama olmuşsa gerekirse gene geri döndük. Hassasiyetle buna dikkat ettik. Tespitlerimizi de buna bakılırsa yapmış olduk. Tüm bunlara karşın çok da fazla azca olsa bazı hatalarımız, bazı illerimizde olmadı değil, oldu. Sistem bu şekilde bir şeye gerek duyulursa esasen adım atmaya uygun. Kalkıp da doğal şu anda CHP zihniyetinin yapmış olduğu uygulamayı asla yapamayız. Temel ilkelerimizle de ters. Şu anda diyor ya, ‘hepsine, bir tane sana, bir tane sana’ derken her birine Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı sözü verdi. Biz devlet iyi mi yönetilir bilen hareketiz. Bunu da başarıyla esasen yaptık. Bir Cumhurbaşkanı yardımcısıyla bu iş yürütülüyor. Başbakanlığım döneminde 36 bakanla devraldım. 15’e kadar düşürdük. Cumhurbaşkanlığımız döneminde de son olarak 17 bakanla işleri tıkır tıkır yürütüyoruz. Kucak dolusu devlet bakanlığı ihdas ettiler. Bir işe yaradığı yok. Bizlere teklifler yapıyorlar. Şu kurumu bakanlık yapsak. O kurum şu anda kurumsal olarak personeliyle yürüyor mu? Yürüyor. Niye kalkıp bakanlık haline getireceksin. Sorun işin yürütülmesi değil mi?”

“IMF temsilcileriyle otellerde konuşan CHP’nin yöneticileriydi”
“Bu ülkeye o karanlık koalisyon dönemlerini, kirli bakanlık modellerini, Güneş Motel sendromlarını yaşatmak istemiyoruz. Bunlar Güneş Motel yerine Ahlatlıbel’de yeni bölgeler ihdas ettiler. Oralarda pazarlık yaptılar. İsraf diyorlar, asla! Bizim kitabımızda israf yok. Tam anlamıyla finansın en ideal şekilde yönetilmesinin örneklerini biz verdik. Eğer bunun başarı göstermiş şeklinde örneklerini veremeseydik, zelzele felaketinin altından kalkamazdık. Finans yönetimini başarıyla yürüttüğümüz için kalkıyoruz. Birilerinin o şekilde yada bu şekilde hitabı değil. Atılan adımlara bakalım. Göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolar IMF’ye borcumuz vardı. IMF temsilcileriyle otellerde konuşan CHP’nin yöneticileriydi. Biz 23,5 milyar dolar devraldığımız IMF’Yİ 2013 senesinde sıfırladık ve IMF’yi yolladık. Şu anda o masanın çevresinde olanlardan bir tanesi de, mâlum her yıl Davos’ta bir araya gelir. O vakit benim yanımda Davos’a gelmişti. IMF’nin başındaki zatla görüşme yaptık, ‘memurlarınız siyaseten akıl vermeye değil, gelir bütçe tahlillerini yapar alacağı parayı, taksidini alır gider, fakat bizlere yön veremez, Türkiye’yi yöneten benim siz değilsiniz’ dedim. 2013 bunlarla işi bitirdik. Ondan sonrasında CHP meydanlarda IMF ile ilişkiler yine kurulmalı diye propaganda yapmış oldu. Biz kurduk mu, kurmadık. Bu sebeple IMF’ye uçkuru kaptırırsanız yandı gülüm keten helva.”

“İhracatta patlamamız var, 240 milyar doların üstüne çıktık”
“Şu anda Merkez Bankamız hamdolsun muhtaç değil, finansı yönetebilir durumda. Bundan sonraki süreçte oldukca daha kuvvetli şekilde yolumuza devam edeceğiz. İsrafın değil verim ekonomisinin hayatta olduğu kabinenin, yönetimin icraatıdır. Bizim tezimiz de verim ekonomisi. Her bakan şu anda oldukca oldukca verimli çalışmaların içinde. Tecim Bakanlığı’nda ihracatı aldığımızda, ihracatta hamdolsun patlamamız var. Şu anda 240 milyar doların üstüne çıktık. Daha da tırmanıyor. Tüm bu zor şartlara karşın. Kamu mali disiplininden ödün vermedik. Türkiye bu şekilde büyüdü, zenginleşti. Bizim tezimiz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla kanalıyla gelişme. Şu depremde arkadaşlarımızı gönderdiğim bölgelerde tüm bakan dostlarım yoğun emek harcama içinde oldular. Evlerini falan unuttular. Şimdi de kendilerine ikinci bir yönerge. Her bir arkadaşıma seçim bölgelerinde görevler verdim. Onlar da inanıyorum ki o bölgeleri hallaç pamuğu benzer biçimde atıp, oralardan gümbür gümbür gelecekler.”
“Muhalefetin yapmış olduğu siyasal ahlakın iflasıdır”
“Düşünün, bir ana karşıcılık partisi, yavrucuklarla bir araya geliyor. Oturup pazarlık yapıyor. Sen ne kadar istersin 5 tane, sen 10, sen daha çok. Bunların hepsine yer bulacaksın, kolay değil, yer beğendireceksin. Şimdi bu çalışmalarla seçime gidiliyor. 14 Mayıs’ta tüm tabloyu göreceğiz. Bu bir kere siyasal ahlakın iflasıdır. Bırakın hepimiz rüştünü kanıtlama etsin. Bu tür yolla siyasal savaşım verilemez. Şu andaki durumlarda kavgalar, gürültüler herşey ortaya çıkıyor. Temenni ederiz ki, inşallah 14 Mayıs’ta da hepimiz buradan o şekilde yada bu şekilde nasibini alacaktır. Cumhur İttifakı bunlara en güzel siyasal terbiye dersini verecektir.”

“Kendi logosuyla girmek, Cumhur İttifakı içinde bizim logomuzun altında girmek kendi takdirleridir”
“Onun takdirini biz yaparsak bu kere biz Cumhur İttifakı içinde yer edinen arkadaşlarımıza, liderlere müdahil olmuş oluruz. Arkadaşlarımızın kendi takdiridir. Kendi logosuyla girmek, Cumhur İttifakı içinde bizim logomuzun altında girmek kendi takdirleridir. Cumhur İttifakı’nın ortakları hepimiz takdirini kullanmıştır. Bu bakımdan diğerleriyle doğrusu Millet İttifakı ile benzer yanımız nerede ise asla yok. Mâlum HÜDA PAR bizim logomuzla giriyor. Mesajlar bakımından öteki partilerle de bu ittifakımızı koruyacağız.”
“Özbekistan, Togg’dan dolayı oldukca mutlu”
Türkiye’nin yerli ve ulusal aracı Togg hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu açıklamalarda bulunmuş oldu:
“14 Mayıs adeta kırılma noktası olacaktır. Türkiye’yi kendi alanlarına kim çekecekse onlara mavi boncuk dağıtıyorlar. İslam aleminden görüştüklerim, Afrika’dan görüştüklerim hepsi bizlere ’14 Mayıs ne alemde’ diye soruyor. Bugün Özbekistan’la görüşmem oldu. Azerbaycan’dan sonrasında bir Togg da Özbekistan’a yolladık. Öyleki mutlu ki. ‘Siz bizim yolumuzu açıyorsunuz. Bizlere İHA, SİHA gönderdiniz, şimdi Togg bunun kullanımı oldukca oldukca rahat’ diyorlar. Beyefendiye dedim ki, ben orada olmayacağım, Togg’a gel, benim Endüstri Bakanım seni ağırlasın dedim. Gelemedi. Rifat Bey’le gezerse olurmuş. Fabrikanın yerini bilmiyor. Üretim inanmıyor. Kime satacaksınız diyor. Millet sırada, şu anda hepimiz sırada. Dünyadan liderler, sözgelişi Mirzayev, rengini bile kendisi seçti. Gemlik mavisini istedi. Aliyev kardeşim de Togg seçti. O da Anadolu kırmızısını seçmişti. Kemal Bey parasını verir, Togg’u satın alır. Biz iyi mi verip aldıysak.”

“Kamu bankalarıyla Togg’a yönelik adım atılabilir”
“Ilk olarak kamu bankalarımız niye var? Elbet Togg ile kampanya yapma noktasında kamu bankaları için de bu iyi bir fırsat olacaktır. Buradan kendilerine çağrıda bulunuyorum. Gerekirse kendileriyle ortak toplantı yapmış olup, bu şekilde bir zemini oluşturmaları hususunda inşallah bu adımı atmayı ben de düşünüyorum. Iyi mi konutta bu şekilde bir olanak hazırladıysalar, Togg’a yönelik bu şekilde adım atılabilir. Tüm endişem, Togg’un vasıta yetiştirme noktasında durumu ne olur? Talep oldukca fazla. Öyleki de bu şekilde de olsa Togg’un tüm yönetimiyle başta Endüstri ve Teknoloji Bakanım olmak suretiyle görüşmeleri yapmış olup kamu bankalarımızı hızlıca bir araya getirip. Önümüzdeki 7 yılda 1 milyon Togg inşallah yollarda olacak. Acaba Togg için zırhlı yapılabilir mi? Bunun çalışmasını Gürcan Bey mesai dostlarıyla yapabilecektir diye düşünüyorum.”
“Yeni evlenen çiftlere 48 ay vadeli evlilik kredisi vereceğiz”
Seçim vaadi olarak açıkladıkları Aile ve Gençlik Bankası’nı kuracaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söylemiş oldu:
“Burada gençler mevzusunda bizim yola çıkışımızda, o vakit yaş sınırı neydi? 30’du. 30 yaş seçme seçilme yaşıydı. Sonrasında 18’e kadar indi. Biz ara müdahale yaptık. Seçilme yaşı 25. Dedik ki, yetmez, gençlikle ilgili adımımızı seçme seçilme olarak 18’e indirelim. Verdiğimiz mücadelede neticeyi aldık. Seçme ve seçilme yaşı 18 oldu. Bu seçimde adaylarımızdan bir yada iki tanesi 18 yaşlarında. Bir tane bizim iyi yüzücümüz var. 19 yaşlarında. Galatasaray Üniversitesi’nde başarı göstermiş bir yüzücü. Şimdi bunlar, 30 yaş altı 25 adayımız mevcut. Her yıl onbinlerce gencimiz ve engellemiz işe başlıyor. Mülakatların sebebi kurumların gereksinimlerine en uygun insan kaynağına erişme gayesidir. Gençlerimizin kafasında sual işareti bırakmamak için, mecburi bazı alanlar haricinde başarı sıralamasıyla işe alımı esas hale getireceğiz. Üniversiteli öğrencilerimizin almış olduğu ilk bilgisayar ve cep telefonundan vergiyi kaldırıyoruz. Gençlerimizi aile kurmaya teşvik ediyoruz. Yeni evlenen çiftlere 48 ay vadeli evlilik kredisi vereceğiz. Bunun için Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. Doğalgazın gelirini buraya aktaracağız, her alanda gençlerimizi bu bankayla destekleyeceğiz. Norveç benzerini yapıyor. Onu gençlik için kullanıyor. Kendi işini oluşturmak isteyen gençlerimizi bağışlama ve teşvik programıyla yanlarında olacağız.”
“Cumartesi inşallah Kocaeli Kent Hastanesi’ni açıyoruz”
“Yabancı ülkeler üst düzey hastalarını bizim kent hastanelerimize gönderiyor. Çam Sakura Hastanesi olmasaydı, ötekiler olmasaydı işimiz zordu. Şu anda 19 ayrı yerde kent hastanemiz var. Her büyükşehire 1 tane kent hastanesini kuracağız. Cumartesi inşallah Kocaeli Kent Hastanesi’ni açıyoruz. Peşinden İzmir’i açacağız. Tüm bunlarla birlikte yaygınlaştıracağız. Yap işlet devretle bu tarz şeyleri açıyoruz. Bay Bay Kemal bu tarz şeyleri bilmez. Bir de eğitim araştırma hastanelerimiz var. Onlar da ayrı özelliğe haiz. Kent hastanelerimizin diyebilirim ki bir alt segmenti. İnsana kıymet vermedikten sonrasında bu işi iyi mi başaracaksınız?”

“Seçimlerden sonrasında mülakatı kaldıracağız”
“Seçim bitecek, inşallah bunun adımlarını atmış olacağız. Biz gençlerin çağının adeta misaferiyiz. Aile koruma kalkanı programımız aileyi güçlendirmeye yönelik, yenilikçi mekanizmalarımızdan yalnız biri. Bu programın ilk aşamalarını esasen başlattık. Şimdi daha kuşatıcı şekilde programı genişletiyoruz. Ev hanımlarının emekliliğine destek vermek olacak programın en yeniliklerinden biri. Her aileden minimum 1 kişiye iş imkanı sunacağız. Minimum 3 çocuk diyorum. Onların eğitimden istihdam, evliliğinden çocuk bakıma kadar her alanda ailelere maddi katkı vereceğiz. Ev hanımlarına yönelik aynı şekilde planlarımız var. Bunlarda da ev hanımlarının sigortalılığı mevzusunda atacağımız adımlar olacak. Ev hanımlarının emeklilik primlerinin bir kısmını devlet olarak biz ödeyeceğiz.”
“LGBT benzer biçimde sapkın akımların devletimizde varlık göstermesine, milletimize dayatılmasına izin vermeyeceğiz”
“Aile bizim kutsalımız. Bu kurumun korunması önceliğimiz. Anayasal değişim meydana getirecek kadar mevzuya haiz çıkıyoruz. Aile yapımızı, hanımefendileri, evlatları korumak için her türlü mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Kazanımlardan geri gitmek mümkün değil. Bizim mücadelemiz kazanımlardan geri düşürecek sapkın akımlardır. Şu demek oluyor ki LGBT benzer biçimde sapkın akımların devletimizde varlık göstermesine, milletimize dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Tacizci, tecavüzcü CHP teşkilatından olunca bunların ağzını bile bıçak açmıyor. Partisindeki rahatsız etme, tecavüzleri örtmek için gösterdikleri çabanın onda birini hanım haklarında göstermeyenler bizlere söz söylemesi imkansız.”
“Tüm mağdurlar benzer biçimde CHP mağdurlarının da kimsesi biz olacağız”
Bu ülkede çözülmedik hiçbir problem bırakmadık, bırakmayız. Adaletsiz şekilde belediyeden atılmış olan vatandaşlarımızı doğal ki göreve getirmeyi sadece biz başarırız. Onlara meydana getirilen zulüme dtuyarsız kalmadık, bundan sonrasında da kalmayacağız. Bağkur sorununu, taşeron sorununu da biz çözdük. Bnular geldiler tüm bu tarz şeyleri zor duruma soktular. ‘Kimse işten atılmayacak’ dedi. Ne oldu? O denli insanoğlu işten atıldı. Haftalarca belediyelerin önünde gösteriler yaptılar. Bunlar yine işe alınmış oldu mu? Bay Bay Kemal bu tarz şeyleri görmedi mi? İşten atılan vatandaşlarım, bunların çoluğu evladı haftalarca, aylarca aç susuz kaldılar. Bunların bir kısmını biz doğal devlette işe aldık. Fakat bunlar tekrardan belediyelerde işe almadılar. İnşallah iktidarımızda bu işin çözümünü biz getireceğiz. 2023 mahalli seçimde de inşallah bu ülkede tüm mağdurlar benzer biçimde CHP mağdurlarının da kimsesi biz olacağız.

“TCG Anadolu’yu ordumuza teslim ettik”
Dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı gemisi TCG Anadolu hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu şekilde dedi:
Bizde proje bitmez. Hele hele müdafa sanayinde bu projeler asla bitmeyecek. İşte Rusya-Ukrayna vakası ortada. Bu ülkenin hayallerini gerçekleşen adımları atmaya devam edeceğiz. Aracı yaparsınız, mühimmatın yoksa aracın olması işe yaramaz. Bütünüyle bunların mühimmatını da yapmış olursanız, üretimini gerçekleştirirseniz, o vakit karşı tarafa güç gösterisinde oldukca rahat bulunursunuz. Biz başardıklarımızı yapılamaz, edilemez diyenlere direnme başardık. Togg bunun en güzel örneği. Altay tankı gelecek günlerde aynı şekilde Müdafa Bakanlığımıza teslim edilecek. Ayrıca almanlardan aldığımız Leoparlar’ın onarım, bakımıyla ilgili Adapazarı’nda Bay Kemal’in eleştirdiği, Katar’a sattılar söylediği bir şey yok. Katar burada BMC’ye ortak olmuştur. Yüzde 51 bizim. Orada onarım bakım fabrikası bizim yeni yatırıma gerek duymadan hızlıca oradaki fabrikayla tüm tankların onarım bakımı orada yapılıyor. Bu bizi ciddi avantaja geçirdi. Yeni yatırıma girmiyorsun. TCG Anadolu. Bir terbiyesiz çıkmış. Güya o da askeriyenin içinden çıkmış birisi. Kalkıyor TCG Anadolu ile ilgili en ağır hakaretleri yapıyor. Bu adam teröristlerle iç içe olan adam. Ahlaksız birisi. CHP yapısının içinde. Zannediyorum aday da yapmadılar. Biz TCG Anadolu’yu ordumuza teslim ettik. Gezdim gördüm. Üstünde İHA şu anda. Bu İHA haricinde helikopterler üstünde. Tüm bunlar buradan iniş, kalkışı yapabilecekler. Bunlar bizim dünya standardında oldukca daha değişik bir yere gelmemizi sağlamış oldu.
“TCG Anadolu’nun bir misli büyüğünü daha yapacağız”
“Barbaros için denizlerin kaptan-ı deryası derlerdi. Şimdi bu bizi denizlerde oldukca oldukca kuvvetli bir yere taşıyor. Yeni bir adım daha atıyoruz inşallah. Bunun bir misli büyüğünü daha inşallah inşa edeceğiz. Bu bizim kendi tersanemizde üretildi. Bunların içine tank da girebilecek. 1400 personel var. Öyleki rastgele bayağı bir şey değil. Çıkmış bir ukala bir şey diyor; aldatmışız. Bunlar cidden yapabildikleri, ortaya koyabildikleri esasen bir eserleri yok. Şu eseri görüp de buna eleştiri getirmek, kınama getirmek, yenilir yutulur bir şey değil. Gurur duyması lazım. TGC Anadolu ile Türkiye’nin her köşesinde askeri operasyon yöneteceğiz. O mavi denizlere bununla rahat açılacaksın. Mavi vatan aynı şekilde. Boyu 220 metre yapıda. İçeride gezdiğinizde hijyeniyle, her şeyiyle pırıl pırıl. Hepsinde havadan, denizden hakimiyeti var. Bu şekilde bir vapur bu. Fakat bunlar anlardan da, anlamazdan da konuşuyorlar. Sen Erdoğan’ı sevmeyebilirsin, Hulusi Akar’ı sevmeyebilirsin. Cebimize koyup da bunu bir yere getirecek değiliz. Bu millete, bu devlete, bu orduya, bizlerden sonraki nesillere emanet edeceğiz. Uçaklarımız, İHA aynı şekilde. Hele şu Kızılelma.”
“Bugün CHP’nin elindeki büyükşehir belediyelerin Türkiye’nin iftihar edeceği bir eserleri var mı?”
“Kızılelma 32 bin fitte operasyona hazır. Ve bu insansız. Herhangi tehdit, dehşet, buna vızıltı. Yapanlarla gurur duyuyorum. Tanrı rahmet etsin Özdemir abimizle, oğullarıyla gurur duyuyorum. Biz seçimi kazandım, ABD’ya gittim. Oğul Bush’la görüşme yaptım. ‘Bizlere söz verdiniz, terörle mücadelede bizlere İHA verin’ dedim. Rice’yı verdi ‘Niye vermediniz, 48 saat içinde vereceksiniz’ dedi. İHA’yı aldım. Tanrı rahmet eylesin Özdemir Bey evlatlarıyla adımı attılar. İHA’nın üretimine girdiler. Peşinden SİHA, arkasından Akıncı, arkasından Kızılelma. Bunlarla adamlar iftihar etmiyor. Erdoğan’ın döneminde bunlar yapılmış oldu diye. Siz yapın ikimiz de sizi alkışlayalım. Bugün CHP’nin elindeki büyükşehir belediyelerin Türkiye’nin iftihar edeceği bir eserleri var mı? Yok. Tutun şu şekilde köprülerden, viyadüklere varıncaya kadar var mı? Biz Marmaray’ı yaptık, Avrasya Tüneli’ni yaptık önünü kesmeye çalıştılar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün önünü kesmeye çalıştılar. Başaramadılar, fırsat vermedik.”
“Güvenlik, sıhhat, hakkaniyet, eğitim, dış politikada ne benzer biçimde eksiklikler var, hepsini gözden geçireceğiz”
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemimizin başarısını son 5 yılda güçlenen siyasal ve ekonomik istikrarda gördük. Afetlerde müdahalede, terörde birçok adımları yeni sistemle atabildik. Sistem değişime, dönüşüme, restore etmeye açık. İlk dönemdeki tecrübelerimizin ışığında sistemi daha ileri taşıyacak adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz. Gelişmelere bakılırsa elden geçirmeye, nerede eksiğimiz olsun, bu tarz şeyleri yok etme bizim yapıcı üslubumuz. Güvenlik, sıhhat, hakkaniyet, eğitim, dış politikada ne benzer biçimde eksiklikler var, hepsini gözden geçireceğiz. Bunların hiçbirisi hükümet sistemimizle ilgili değil. Bunlar demokratik düzeltim önerilerimiz. Biz toplumun, STK’larla görüşerek bu alanda söz sahibi olan akademisyenlerimizle görüşerek adımları atma fırsatını bulacağız.”

“CHP’den birileri çıkıp PKK, YPG, HDP’yi eleştirdiğini gördünüz mü?”
“HDP eşittir PKK söyledik, söylüyoruz. Şu anda terör örgütüne müzahir parti Cumhurbaşkanı talibi çıkarmayarak masadaki 7. ortak bulunduğunu ortak bulunduğunu duyuru etti. Dolayısıyla terör örgütü o masanın ortağıdır. Masada söz sahibi olan teşkilat argo bir tabir olacak fakat racon kesecektir. Soruyorum terör örgütü bu açıklamaları yaparken CHP acaba ne yapıyor? Kandil’den terör örgütünün uzantısına destek gelirken, CHP’den birileri çıkıp PKK, YPG, HDP’yi eleştirdiğini gördünüz mü? Masanın etrafındakilerden bir ses çıkmış oldu mu? Hayır. Maalesef masanın ortaklığı HDP’nin bölücülük ve Türkiye düşmanlığı üstündeki gündemine teslim olmuştur. Halka kendilerini kabul ettiremeyince terör örgütlerinden medet umar hale geldiler. Terör örgütleri kim parasını verirse onun emrine girer. Fakat siyasal partilerin terör örgütlerinin kucağına düşmesi kaygı vericidir. İnanıyorum ki, 14 Mayıs’tan sonrasında CHP’ye gönül vermiş yurttaşlarımız da partilerini terör sevicilerin elinden kurtaracaktır.”

“PKK ve HDP ne derse onu halletmeye amade bir Bay Bay Kemal var şu anda”
“HDP’ye ve dolayısıyla PKK’ya neler vaad ettikleri tek tek ortaya dökülüyor. Niçin gidip, parlamentoda görüştüler de parti merkezlerine gidemediler. Partiye gittikleri vakit bir izahat yapmaları lazım. Bunu yapmadıkları benzer biçimde parlamentoda bu işi kapalı kapılar arkasında ne söylediler? İçlerinden üst düzeyde yönetici sıfatı yok fakat bir bayan acayip acayip şeyler söylemiş oldu. Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış. Bunu hususi görüşmelerinde de orada görüşmüşler. Sen CHP olarak bununla ilgili ‘hayır bizim bu şekilde düşüncemiz yok, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıramayız’ demedi. PKK ve HDP ne derse onu halletmeye amade bir Bay Bay Kemal var şu anda. PKK terör örgütünün dağ ekibinden bile Bay Bay Kemal’e destek açıklamaları yapılmış oldu. Bay Bay Kemal partisindeki tacizcileri, tecavüzcüleri korumayı bilir. PKK’ya, FETÖ’ye ümit verir. Genel başkanı olmuş partiye tek bir seçim kazandıramamış. Aldıkları birkaç belediye oradaki işlerin yürümediğini cümle evren biliyor. Bu şekilde bir partinin iktidara gelme ihtirası traji komiktir. 14 Mayıs’ta sevgili vatandayşlarımdan bunlara yol vermeyeceğini görüyorum. Kesinlikle orada bir pazarlık yapılmış oldu. Hadi açıklayın, niye açıklayamıyorsunuz. Açıkladıkları anda taşlar yere dökülecek. Teröristlere ümit verenlere ben inanıyorum ki, milletim de iktidarı vermeyecektir.”

“Türkiye Yüzyılı başlıyor” manşeti
Programın bitimine doğru Hande Fırat’ın “Gazeteci olsaydınız, bu seçim için iyi mi bir manşet atardınız?” sorusuna ise Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cevabı verdi:
“Ben gazeteci değilim ki. Bana siyaseti problem. Bu suali benim size sormam lazım. Ahmet Bey’e sormam lazım. Manşeti iyi mi atarsınız? Türkiye Yüzyılı başlıyor atardım.”
