Son yılların en yaygın hastalığından birisi de aşırı kiloluluk….
Birçok hastalığı etkileyen bu sıhhat problemi, bilhassa hanımlarda doğurganlığa ciddi anlamda zarar veriyor.
Dünya Aşırı kiloluluk Federasyonu tarafınca gösterilen Dünya
Aşırı kiloluluk Atlası 2023 verilerine bakılırsa aşırı kilo ve aşırı kiloluluğun ekonomik tesiri
2035 yılına kadar 4 trilyon doları aşacak.
Önleme ve tedavi önlemleri
düzelmezse 2035 yılına kadar küresel nüfusun yüzde 51’inin kısaca 4 kişiden
birinin fazla şişman ya da obez olacağı tahmin ediliyor.
Bu mevzu hakkında meydana getirilen bir araştırmaya ilişkin ise uzmanın izahat geldi..
Dünya Aşırı kiloluluk Atlası’nın verilerini değerlendiren Genel
Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, bu sayının 2 milyar kişiye denk
geldiğini belirterek obeziteyle savaşım etmenin bireysel, toplumsal ve küresel
düzeyde çabalar icap ettiğini açıkladı.
Emareleri
Terleme
Acele yorulma
Nefes darlığı
Horlama ve uyku apnesi
Cilt sorunları
Sırt ve eklem ağrıları
Ruhsal problemler ve kişilik saygısında azalma
“Birçok hastalığın sebebi…”
“Birçok hastalığın altında yatan sebeplerin başlangıcında olan
aşırı kiloluluk; kalp hastalığı, diyabet, yüksek gerilim, belirli kanser türleri, uyku
apnesi, eklem problemleri ve ruhsal sorunlara sebep olabiliyor.” diyen
Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, “Bilgili beslenme, tertipli egzersiz, sıhhatli
yaşam seçimi seçimleri ve erken müdahale, obeziteyi önleme yada yönetme
açısından önemlidir. Sıhhat uzmanları, aşırı kiloluluk mevzusunda farkındalığın
artırılması, sıhhatli yaşam seçimi seçimlerinin teşvik edilmesi ve uygun sıhhat
hizmetlerinin sunulması mevzularında mühim bir rol oynamaktadır.” diye konuştu.
Aşırı obeziteye haiz olan ve kilo kaybı için öteki tedavi
şekillerinden kafi netice alamayan kişiler için aşırı kiloluluk cerrahisinin
düşünülebileceğini belirten Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, “Aşırı kiloluluk cerrahisi
çoğu zaman aşırı obeziteye haiz kısaca vücut kitle indeksi 35 yada daha yüksek
olan yada aşırı kiloluluğun yanı sıra ciddi sıhhat sorunları olan kişilere önerilir.
Cerrahi prosedürler, kilo kaybı ve metabolik iyileşme sağlayarak obeziteye
bağlı sıhhat sorunlarını azaltabilir.
Her ameliyatta olduğu benzer biçimde aşırı kiloluluk cerrahisinde
de bazı riskler bulunmaktadır. Sadece bu riskler öteki karın için
ameliyatlardan fazla değildir. Aşırı kiloluluk cerrahisi mevzusunda bir uzmana danışmak
ve tüm riskler ve faydalar hakkında detaylı bir bilgilendirme almak önemlidir.”
uyarısını yapmış oldu.
“Doğurganlığı negatif etkiliyor”
Vücut kitle endeksi 35’in üstünde olan bayanları merkezine
alan bir araştırmaya da değinen Prof. Dr. Gökakın, “Aşırı kiloluluk doğurganlığı da
negatif yönde etkiliyor. Meydana getirilen emekler gösteriyor ki bu kişilerde yumurta
kalitesinde de düşüş yaşandığı gözlemlenmiştir. Bu tip hastaların sıhhatli bir
gebelik sürecini sürdürmeleri için aşırı kiloluluk problemini çözüme ulaştırmaları
yararlı olacaktır. Aşırı kiloluluk cerrahisini yeğleyen bu gruptaki hastalarımıza
ameliyattan 1 yıl sonrasında ideal kilosuna kavuştuktan sonrasında hamile kalmalarını
önermekteyiz.” dedi.
Aşırı kiloluluk cerrahisinin ana hedefinin hastaların zayıflamasına
destek olmak bulunduğunun altını çizen Prof. Dr. Gökakın, “Aşırı kiloluluk cerrahisi,
aşırı aşırı kiloluluğun tedavisinde kullanılan bir takım cerrahi prosedürü ifade eder.
Bu prosedürler, kilo kaybını sağlamak ve obeziteye bağlı sıhhat sorunlarını
azaltmak amacıyla aşırı kiloluluk hastalarının sindirim sistemini değiştirmeyi yada
sınırlamayı hedefler. Mide Küçültme Cerrahisi (Gastrik Bypass), Tüp Mide
Cerrahisi (Sleeve Gastrektomi) ve Ajustabl Mide Bandı (Lap Band) benzer biçimde bazı
yaygın aşırı kiloluluk cerrahisi prosedürleri mevcuttur. Her hasta için en uygun
cerrahi yöntem, bireysel faktörlere, aşırı kiloluluk düzeyine ve sıhhat durumuna dayalı
olarak değerlendirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Cerrahi müdahale sonrasında neler olabilir?
Operasyon sonrası en fazlaca dört gözle beklenen soruların başlangıcında
beslenme şeklinin iyi mi olacağının bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Ali Kağan
Gökakın, “Eskiden bu hastalara daha katı davranıyorduk. 1 hafta sıvı besin daha
sonrasında katı gıdaya geçiyorduk fakat artık artan tecrübelerimizle hastalarımızı
daha süratli düzgüsel rejime geçirebiliyoruz. Ameliyattan sonrasında bazı gıda
gıdalarının yeteri kadar alınmamasına bağlı olarak gözlemleyebildiğimiz saç
dökülmesi benzer biçimde durumların önüne geçmek adına destek tedavisi uyguluyoruz.
Aşırı kiloluluk cerrahisi sonrası, hastaların beslenme eğitimi almasını ve bu alanda
çalışan diyetisyenlerden destek almalarını şiddetle tavsiye ediyoruz. Aşırı kiloluluk
cerrahisiyle beraber yaşanmış olan fizyolojik ve ruhsal değişimlere sıhhatli ve
sürdürülebilir bir halde adapte olabilmek için beslenme eğitimi önemlidir.”
diyerek aşırı kiloluluk ameliyatı sonrası beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesinin
yanı sıra, etken bir yaşam seçimi benimsenmesi icap ettiğini de savundu.
Aşırı kiloluluk cerrahisi sonrası hastaların hayatlarında ne benzer biçimde
değişimlerle karşılaşabileceğine de değinen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr.
Ali Kağan Gökakın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Aşırı kiloluluk cerrahisi, kilo kaybını hızlandırmak ve sürdürmek
için tasarlanmıştır. Cerrahi sonrası dönemde kilo kaybı süreci adım atar ve
zaman içinde devam eder. Bu, daha sıhhatli bir vücut ağırlığına ulaşmanızı sağlar ve
obeziteye bağlı sıhhat sorunlarının azalmasına destek olabilir.
“Ek hastalıklar var ise kullanılan ilaçlar bırakılmalı”
Ameliyat sonrasında birçok obeziteye bağlı sıhhat problemi
iyileşebilir yada azalabilir. Eğer ek hastalıklarınız var ise gerilim, şeker ve
kalp benzer biçimde büyük bir ihtimalle bu hastalıklar için kullandığınız ilaçları artık
bırakacaksınız. Mesela, diyabet denetim altına alınabilir, hipertansiyon
düzeltilir, uyku apnesi semptomları azalır ve eklem problemleri hafifleyebilir.
Ek olarak, genel sıhhat ve yaşam kalitesi iyileşebilir. Atletik performansınızda
da gözle görülür bir artış yaşayacaksınız.
Aşırı kiloluluk cerrahisi sonrası, bedeninizdeki değişimlerle
beraber ruhsal ve duygusal değişimler yaygın olarak görülmektedir.
Obeziteye bağlı ruhsal stres, düşük özgüven ve depresyon benzer biçimde sorunların
ortadan kalkmasıyla kendi gövde algınız, özgüveniniz ve toplumsal etkileşimleriniz
üstünde etkisinde bırakır gözlemleyebilirsiniz.”
